Büyük bir
İsveçli mucit ve sanayici
olan Alfred Nobel, birçok zıt yönleri olan bir insandı. İflas etmiş bir kişinin
oğluydu; fakat kendisi bir milyoner oldu. Edebiyat aşığı bir fenciydi, ardından
bir ideal bırakan sanayici oldu. Bir servet sahibi oldu; fakat son derece basit
yaşadı. Toplum içinde neşeli olmasına rağmen, yalnız olduğu zaman yüzünde tasa
ve elem vardı. Bir insanlık aşığı idi; fakat hiç eşi ya da O’nu sevecek bir
ailesi olmadı. Vatanına aşık bir kişi idi; fakat yabancı topraklarda yapayalnız
öldü. Barış zamanında maden sanayinde ve yol inşaatında kullanılsın diye yeni
bir patlayıcı madde olan dinamiti keşfetti; fakat dinamiti bir silah olarak
savaşta vatandaşlarını yaralamak ve öldürmek için kullanıldığını gördü. Çok
faydalı yaşamı boyunca sık sık, faydasız bir insan olduğu duygusuna kapıldı.
Alfred Nobel’in gerçekten askeri önem taşıyan tek buluşu dumansız baruttu (Balistit) ve mirasın tümü içindeki payı % 10’ dur.
Kendisini çok övenlere, bu övgülerden hoşlanmadığını söylerdi; fakat ölümünden sonra, adı birçok şan ve şeref getirdi.
Alfred Nobel’in gerçekten askeri önem taşıyan tek buluşu dumansız baruttu (Balistit) ve mirasın tümü içindeki payı % 10’ dur.
Kendisini çok övenlere, bu övgülerden hoşlanmadığını söylerdi; fakat ölümünden sonra, adı birçok şan ve şeref getirdi.
Alfred Nobel, 21 Ekim 1833’te Stockholm’de doğdu. 1842 yılında ailesi Rusya’ya taşındı. Babası İmmanuel, Rusya’da mühendislik sanayinde çok önemli bir mevki elde etti..
Immanuel Nobel, Kırım Savaşı sonunda çok önemli bir maden yatağı buldu, savaş sırasında hükümetin siparişlerini karşılayarak milyoner oldu; fakat bir süre sonra iflas etti. 1859 yılında ailenin tamamı yeniden İsveç’e döndü. Alfred Nobel 1863 yılında yeniden ailesine katıldı ve babasının laboratuarında patlayıcı maddeler konusunda çalışmalara başladı. Özel olarak kendi kendini yetiştiren Alfred Nobel, yirmi yaşına geldiğinde zaman mükemmel bir kimyacı ve dil bilgini oldu. İsveççe, Rusça, Almanca konuşuyordu.
Babası gibi, Alfred Nobel hayalci ve yaratıcıydı. Fakat iş hayatında daha başarılıydı ve mali ve ekonomik alanda büyük bir başarı sağladı.
Bilimsel keşiflerini endüstri alanında uygulama konusunda başarı kazandı ve 20’den fazla ülkede 80’den fazla şirket kurdu. Gerçekte onun büyüklüğü, ileri görüşlü, yaratıcılık gücü olan insanları etrafına toplayabilmek yeteneğidir.
Fakat, Nobel’in asıl amacı para kazanmak, hatta keşif yapmak da değildi. O nadiren mutluydu ve daima yaşamın anlamını araştırıyordu. Gençliğinden beri edebiyata ve felsefeye karşı derin bir ilgi duyuyordu. Belki bu yüzden hiç evlenmedi.
O bütün insanlığa karşı derin bir sevgi ve şefkat duyuyordu. Fakirlere karşı daima cömertti. Bir keresinde
“ölen insanlar için muhteşem anıtlar yaptırmaktansa, fakir insanların karnını doyurmayı tercih ederim” demişti.
En büyük arzusu savaşın son bulacağı günü görmekti. 1896 yılında ölümüne dek, milletler arası barışın sağlanması için parasını ve zamanını harcadı. O ünlü vasiyetnamesi ile fizik, kimya, fizyoloji, tıp, edebiyat ve barış konusunda keşif yapan insanlara servet bırakıyordu. Bu öyle bir anıttı ki, ölümünden uzun süre sonra bile hatırlanacaktı.
Ödüller diploma, altın madalya ve çek olarak her yıl 10 Aralık’da ( Alfred Nobeli’in ölüm gününde) ödül
kazananlara
Stockholm’un meşhur Konser Salonunda İsveç Kralı tarafından büyük bir törenle
verilir.
İlk ödül, 1901
yılında verilmiştir.
ALFRED NOBEL’İN VASİYETNAMESİ
Ardımdan bıraktığım gayrimenkulümün ve servetimin tamamı aşağıdaki şekilde dağıtılacak :
Kapital emniyeti bir şekilde bir fonda toplanmalıdır. Bu fonunun faizi her yıl insanlık için en büyük
katkıda bulunmuş
kişilere dağıtılmalıdır. Bu faiz 5 ana bölüme ayrılmalı ve aşağıdaki şekilde
tevzi edilmelidir :
Bir bölüm, FİZİK sahasında en büyük keşfi yapan fizikçiye verilmelidir.
Bir bölüm, KİMYA sahasında en büyük keşfi yapan kimyacı verilmelidir.
Bir bölüm, FİZYOLOJİ ya da TIP sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, EDEBİYAT sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir.
Bir bölüm, milletler arası BARIŞ ve KARDEŞLİK için en büyük çalışmayı yapan fizikçiye verilmelidir.
Başta beş dalda verilen ödüllere 1968 yılında İsveç Bankası Alfred Nobel anısına bir de “İktisat ödülü” eklendi..
Fizik ve kimya konusundaki keşifler İsveç Bilim Konseyi’nce değerlendirilmelidir. Edebiyat ve Barış konusunda ödüller, Norveç Parlamentosu tarafından seçilen 5 kişilik bir komite (kurul) tarafından değerlendirilmelidir.
En büyük ve kesin arzum, ödülleri adaylara dağıtılırken kesinlikle milliyet ayrımı gözetilmemesidir. En önemli ödülü alacak kişi bir İskandinavyalı da olabilir, olmayabilir de.” Paris, kasım 27, 1895 Alfred Bernhard Nobel
Not : Nobel Ödülleri ile ülkemiz ise, 2006 yılında, Orhan PAMUK’UN edebiyat dünyasında aldığı ödülle tanışmış oldu….
“İki büyük askeri birliğin, birbirlerini bir saniye içinde yok edebileceklerini gördükleri gün, umuyorum ki, uygar milletler, savaştan vazgeçecekler ve silahlarını bırakacaklardır… Alfred Nobel”
KAYNAK|http://gelisenbeyin.net/ den alıntıdır
0 yorum:
Yorum Gönder