Broglie bir Fransız soylusunun ikinci
oğluydu. Adını Normandiya'nın küçük bir kasabasından alan Broglie ailesinden 17.
yüzyıldan beri yüksek rütbeli subaylar, politikacılar ve diplomatlar
yetişmiştir. Louis de Broglie ağabeyi Maurice gibi bilim adamlığını meslek
seçerek ailesinin bu geleneğini bozdu. Paris'deki aile malikânesinde iyi
donatılmış bir laboratuar kuran Maurice de bir fizikçiydi.
Ve atom çekirdeği üzerindeki deneysel çalışmalara önemli katkıları oldu. Louis
fırsat buldukça ağabeyinin çalışmalarına katılıyordu ama ona çekici gelen
yalnızca fiziğin kavramsal yönü idi. Kendisini bir deneyciden yada mühendisten
çok salt kuramcı, genel ve felsefi görüşleri özellikle çok seven biri diye
tanımlar. I. Dünya savaşı sırasında fiziğin, pek az ilgilendiği teknik
yönleriyle ilgili bir göreve getirildi.
Broglie'nin atom fiziğinin sırları, yani bilimin çözülmemiş kavramsal
problemleri diye adlandırdığı konuya ilgisi Alman fizikçileri Max Planck,
Albert Einstein 'in çalışmalarına ilişkin olarak ağabeyinden öğrendiği
bilgilerden doğdu, ama fiziği meslek olarak seçmesi uzun zaman sonra oldu.
1909'da Sorbonne'da tarih öğrenimini tamamladıktan sonra başladığı kuramsal
fizik öğrenimini 1913'te bitirdi. Görevlendirildiği Fransız tarihini araştırma
projesinden şiddetli bir fikir ayrılığından sonra çekildi. Ve doktora tezi için
fiziğe ilişkin bir konu seçti.
1924'te sunduğu doktora tezinde Broglie bilim dergilerinde daha önce
yayınlanmış olan çığır açıcı elektron dalgaları kuramını geliştirdi. Atom
boyutlarındaki maddenin dalga özelliklerine sahip olabileceği düşüncesinin
temeli Albert Einstein’ın 20 yıl önce yapmış olduğu bir öneride yatıyordu.
Einstein burada kısa dalga boylu ışığın kimi koşullar altında sanki
parçacıklardan oluşmuş gibi davrandığının gözlenebileceğini öne sürmüştü. Bu
düşünce 1923 'te doğrulandı. Ama ışığın ikili niteliği, Broglie'nin maddeye
böyle bir ikilik düşüncesi yüklemesiyle birlikte bilim çevrelerinin onayını
kazanmaya başlamıştı.
Broglie'nin bu önerisi atomdaki elektronların devinimine ilişkin hesapların
ortaya çıkardığı bir soruya yanıt getirdi. Deneyler, elektronların çekirdek
çevresinde devinmekte olması gerektiğini, ama belirlenemeyen nedenlerden ötürü
bu devinimde kimi kısıtlamaların bulunduğunu gösteriyordu. Broglie'nin dalga
özellikli elektron düşüncesi bu kısıtlamaların açıklanabilmesine olanak
sağladı. Çekirdekteki yükün belirlediği sınırlar içinde kalmak durumunda olan
bir dalganın sahip olabileceği biçimde belirlenmiş olacak ve atom sınırlarına
uyamayan biçimdeki bir dalga, kendi kendisiyle girişime uğrayarak yok olacaktı.
1923'te Broglie bu görüşü ortaya attığında, parçacık özellikleri iyice
belirlenmiş olan elektronun, kimi koşullar altında dalga gibi davranabileceğini
gösteren hiçbir kanıt yoktu.
Doktora
tezinin bir kopyası rastlantı sonucu Albert Einstein'in eline geçti. Tezi
coşkuyla karşılayan Einstein, Broglie'nin çalışmasının önemini açıkça
vurguladı, ayrıca bu çalışmayı daha da geliştirdi. Böylece Avusturyalı fizikçi
Erwin Schrödinger, bir varsayım olarak ileri sürülen bu dalgalardan haberdar
oldu ve bu temeller üzerinde bir matematiksel sistemi, ileride fiziğin temel
araçlarından birini oluşturacak olan dalga mekaniğini kurdu.
KAYNAK|http://gelisenbeyin.net/ den alıntıdır
0 yorum:
Yorum Gönder